Geleneksel Tedavinin Adı: "Kırmızı İksir" Sarı Kantaron
Sarı kantaron bitkisinin yaygın olarak kullanıldığını, yıllar önce bir Beypazarı gezisinde fark etmiştim. Daha çok çayını yapmak için, demetler halinde ve kurutulmuş olarak satılıyordu. Sonraki yıllarda turistik ve şirin bir köyümüzün tezgahlarında taze bitkisinden elde edilen sarı kantaron yağını bol miktarda görmüştüm. Nereden bilebilirdim, bir gün bu bitkiyi doğadan toplayıp, sonra sabununu ve merhemini yapabileceğimi? (Unutmadan hatırlatayım: Sarı kantaron yağını satın alırken plastik içinde olmaması, kullanılan yağın sızma zeytinyağı kalitesinde olması şart. Çünkü kullanılan yağın kalitesiyle birlikte, sarı kantaronun olumlu etkisi de artıyor.)
Konuya meraklı olanlar İstanbul Permakültür Kolektifi"nin veya Ankara Kır Çocukları’nın atölye çalışmasına katılabilirler. Kır Çocukları, Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi ve İstanbul Permakültür Kolektifi"nin düzenlediği atölye çalışmalarına katıldıktan sonra taze olarak doğadan toplamak ve sonra da merhemini yapmak için kaynakları taramaya başladım. Sarı kantarona doğada ilk olarak mayıs ayında İzmit’in yüksek kesimlerinde rastlamıştım. Ancak buradaki sarı kantaronun yaprağı daha büyüktü ve farklı bir türüne aitti. Burayı haziran ayının sonlarına doğru tekrar ziyaret ettiğimde, beklemediğim bir şekilde bu kez aradığım sarı kantaron türünü (Hypericum perforatum’u) bulunca şaşırmıştım. 24 Haziran Hıristiyanlıkta "St. John Günü" olarak kutlanırmış (Diğer adlarıyla St. Jean, Aziz Yahya, Aziz Yohanna). İşte sarı kantaron bitkisinin, çiçeklenme dönemi Saint John gününe yani 24 Haziran’a denk düştüğü için meğer bitkiye de “Saint John’un otu” yani “St. John’s wort” adını vermişler. Ülkemizde kılıç otu, mayasıl otu, kan otu, binbirdelik otu vb. isimlerle de anılıyor.
Üzerinde çalışma yapmaya başladığım bitkiler, hayatımda bazı tesadüflere sebep oluyordu. Hatta bu küçük küçük hikayeler arttıkça evrenden mesaj mı alıyorum diye kendimden şüphe eder hale gelmiştim! Nedense en başta çalıştığım ve önemsediğim bitkilerden birisi olmasına rağmen, sarı kantaronla ilgili henüz evrenden bir mesaj alamamıştım Ya da öyle zannediyordum. Ta ki, ilkokuldayken öğretmeni olduğum, sonraki yıllarda da öğrenim hayatını heyecanla takip ettiğim sevgili öğrencimin, kazandığı üniversitesinin adının St. John’s University olduğunu öğreninceye kadar.
''Ne gördüğümüz, büyük ölçüde ne için baktığımıza bağlıdır'' (John Lubbock)
Ne yapayım, bağ kurmak hoşuma gidiyor
Sarı Kantaron Merhemi
Kullanılan malzemeler:
- Sarı kantaron yağı (bitkiyi soğuk sıkım zeytinyağı içinde bir ay kadar beklettikten sonra elde ettiğim yağ)
- Organik balmumu
- lavanta uçucu yağı
Gelelim merhemin yapılış esaslarına: Bitki uygun zamanda ve kirlilikten uzak bir yerde olması dikkate alınarak toplanır. Bitki, sızma zeytinyağı içinde yaklaşık 20-30 gün süreyle cam kavanoz içinde bekletilir. (Kaynakları tarayıp, uzman kişilerin görüşüne başvurduğumda yağa kırmızı rengini veren "hypericin" adlı ana etken maddenin geçmesinin yeterli olduğunu anladım. Ama zaten uzun süre dayanabilen bir bitki olduğundan isteğe göre bu süre daha fazla uzatılabiliyor.) Merak edip kuru bitkiyle denediğimde kırmızı rengini yağa vermediğini gözlemledim. Geleneksel uygulamada bitki tazeyken güneş altında bekletilip, zeytinyağının kırmızı rengi alması sağlanır. Çeşitli çiftliklerde hemen hemen aynı yöntemlerle yağı elde edilebiliyor. Bazıları yağın ve bitkinin konduğu kabın kapağını sadece ilk 3-5 gün açık bekletirken, çoğunluğu bütün süreç boyunca kavanozun kapağını kapalı tutuyor. Bazı uygulamalarda uzun süre güneş altında bekletilirken, benim de daha mantıklı bulduğum bazı uygulamalarda günde 2-3 saat güneşte kalması yeterli görülüyor. Ancak uygulamaların tamamında esas olan, bitkinin kırmızı renginin yağa geçirilmesini sağlamak oluyor. Zeytinyağı içine bitkinin özü alındıktan sonra, süzme işlemi yapılıyor. Sarı kantaronu bu şekilde kullanmak mümkün olmakla birlikte, kullanım amacını desteklemek ve kıvamı artırmak üzere kakao yağı, shea yağı ve hindistan cevizi yağı ile birlikte de kullanılabiliyor. Cilt için kullanılacak olsa da, eklenen bu yağların gıda tipi ve soğuk sıkım olmasına dikkat edilir. Katı yağlar benmari usulü eritildikten sonra, süzülen sarı kantaron yağıyla karıştırılır. En sonunda yine kullanım amacını destekleyecek ve yağın kullanım süresini uzatacak özellikte olan bir uçucu yağ seçilip, cam kavanoza alınır. Oda sıcaklığından daha yüksek sıcaklıklarda eriyebileceği için buzdolabında saklanabilir. Karışım, doğallığından emin olunan bir balmumu eklenerek kıvam kazandırılması halinde, yüksek sıcaklıkta bile erimeyeceği için buzdolabı dışında da tutulabilir.
KULLANIM ALANLARI
Cilt bakımında onarıcı ve besleyici özelliği vardır. Özellikle yoğun güneş alınan bir günün sonunda, yüz yıkandıktan sonra yüze veya güneş nedeniyle sıkıntı yaşanan diğer bölgelere sürülebilir. Işığa karşı hassasiyet oluşturabileceğinden uygulama sonrası güneşe çıkılmamalıdır.
Aynısafa merheminde olduğu gibi, ciltteki güneş sonrası-traş sonrası vb. tahrişleri, yangıları almak için kullanılır. Ayrıca uçuk ve siğil gibi özellikle virütik rahatsızlıklarda, basit yara ve yanıklarda kullanılmaktadır. Kas gevşetici özelliğiyle, iyi bir masaj yağıdır.
Tansiyon sıkıntısı olanların, ilaç kullananların ve hamilelerin özellikle dahili kullanım konusunda doktora danışması gerekir.
TEŞEKKÜR
İlk atölye çalışmamdaki emeklerinden dolayı, sevgili Kır Çocukları Nihal, Özgen ve Ceyhan'a, sevgili Sinem Akat 'a, (https://kircocuklari.wordpress.com/),
Sevgili Ali A Sevgin'in mekanı Mandala Yaşam Atölyesi'nde, Fitoterapiye Giriş eğitimini aldığım, 'Hastalıkta ne yapmalıyız?"ı değil 'Hasta olmamak için ne yapmalıyız?'ı ilke edinen Doğal Tıp Uzmanı Saduman Karaca 'ya, (https://www.facebook.com/DT.Uzm.sadumankaraca),
"Tıbbi Bitkileri Doğru Kullanma Rehberi" kitabından ve çeşitli atölye çalışmalarından yararlandığım Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Uzmanı Nazım Tanrıkulu hocama (http://www.nazimtanrikulu.com/) özel teşekkürlerimi sunuyorum.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
- Tıbbi Bitkileri Doğru Kullanma Rehberi - Nazım Tanrıkulu
- Tam Şifa - Prof. Dr. Canfeza Sezgin
- Ev Yapımı İlaçlar - Marie - France Muller
- Bir Yudum Sağlık - Niyazi Eröztürk
- İlaçsız Yaşam - Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş
- İyileştiren Bitkiler - Prof. Dr. Canfeza Sezgin